haber oku
mardin unlulerı
i_çel tarih 15.03.2012, 13:05 (UTC) | | Mardin'li Ünlüler
Ord. Profesör Ebül’ula Mardin
(1881 – 1957)
1881 yılında İşkodra’da doğdu. Bitirdiği İstanbul Hukuk Fakültesi’nde Öğretim görevlisi oldu. Meclis-i Mebusan’da Niğde ve Mardin Vekillikleri yaptı. Bir süre Şeyhülislamlık müsteşarlığı görevinde bulundu. Medeni Hukuk’un Türkiye’ye uygulanması için kurulan komisyonda görev aldı. 1951’de İ.Ü. Hukuk Fakültesi’nde Ordinaryüs Profesör unvanıyla emekli oldu. 1957’de öldü
Yusuf MARDİN
(1916 – 1995)
Türkiye’nin önemli gelenekçi şairlerinden olan Yusuf Mardin, Ebul’ula Mardin’in oğludur. İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra, İstanbul Amerikan Koleji’nde de (Robert Kolej)
öğretmenlik yapmıştır.
Masal İnsanı
Bir gün artık son umutlar kırılır,
Dökülür yere ölgün gonca;
Asmalardan son üzüm kaldırılır,
Vurulur dağlarda bir karaca...
Bir fısıltıyla o akşam birden
Bir masal insanı olmuş gibi ben,
Gizlenir kaybolurum gözlerden,
Girerim belki şu dilsiz tunca...
Mehmet Rüşdü
(1880-1955)
(Savurlu Rüşdü Bey)
İstanbul’da Siyasi Bilimler Fakültesi’ni bitirdikten sonra tahsilini tamamlamak üzere yurt dışına gitti. Paris’te Sultan Abdülhamit’e karşı mücadele veren Jön Türler’e katıldı. Jön Türkler Kahire şubesini kurmak üzere Mehmet Rüşdü’yü 1907 yılında Mısır’a gönderir. Mısır’da memleket hasreti çeken Rüşdü Bey, meşhur “İstanbul” şiirini yazar.
İstanbul
İstanbul, ah İstanbul, ey ruhumun güneşi;
Yoktur güzelliğinin yer yüzünde bir eşi.
Avrupa’yı hep gezdim, dolaştım adım adım;
Paris’te, Viyana’da, Peşte’de yaşadım.
Yüksek yeşil dağları, gölleri ile İsviçre.
Fırça, kalem oynatır, her ressama, şaire.
Nis, o dilber memleket, taze bir buket gibi,
Kokulu havasıyla teshir eder her kalbi.
Kahire bir mamure orası başka diyar,
Orada da ruhları cezb eden incelik var.
Çıkar Nil sahilinden gezerdim akşamları,
Seyrederdim semaya yükselen ehramları.
Ayaklarında hal hal o bedevi kızları,
Andırırdı göklerde, seyreden yıldızları.
Hurma ağaçlarının ılık gölgelerinde,
Tabiatın kumlardan serdiği minderinde.
Oturur düşünürdüm, hep seni yad ederdim,
Ah İstanbul, İstanbul diye feryad ederdim.
Hanna DOLABANİ
(1885-1969)
Metropolitliğe kadar yükselebilme başarısını gösterebilmiş Mardin’in yetiştirdiği çok önemli bir alimdir. Türkçe, Süryanice, Arapça dilleriyle yazılmış 48 eseri vardır. Bu eserler dini tarihi ve edebi mahiyettedir. "Ölümden korkmam. Ama ne var ki, ölüm kalemi kırıyor!" Ölümünden pek az önce söylediği bu cümle, onun aydın bir din adamı ve tarihçi kimliğini açıklar. 20 Nisan 1947’de Mardin ve Deyrulzafaran Metropolitliğine atanan ve bu görevi icra ederken ölen Dolabani’nin dini ve tarihi etkisi günümüze kadar sürmektedir.
P.Gabriyel AKYÜZ
1959 yılında Mardin ilinin Dargeçit ilçesine bağlı Alagöz köyünde doğdu. Mesihsel öğretimini ile Kilisesel eğitimini Midyat-Mor Gabriyel Manastırında bitirdi. Halen Mardin Kırklar Kilisesinde Papazlık unvanıyla görev yapmaktadır.
Deyrulzafaran Manastırının Tarihi, Nusaybin’deki Mor-Yakup Kilisesi ve Nusaybin Okulu, Süryani Müziği, Süryaniler’de Felsefik Şiirler adlı eserleri vardır.
Mardinli Sırrı Zade Ali Rıza Efendi
(1860 – 1914)
Devletin çeşitli kademelerinde görev almış olan Sırrı Zade Ali Rıza Efendi, yazdığı lirik şiirlerle de tanınmaktadır.
Veda
Genç fıkrat ruhun en zulmet kabristanıdır
Ayrılık nari cahime manevi bir fanidir
Arifi Paşa
(1852 – 1920)
1913 yılında Suriye Valiliğine tayin edilen ve buradaki başarılı hizmetinden ötürü kendisine Paşa’lık unvanı verilen Arif Bey, aynı zamanda Mardin’in yetiştirmiş olduğu önemli şairlerdendir. Seferberlik esnasında gittiği Mısır’da 1920 yılında vefat etmiştir.
Şeyh Abdurrahman HAMİDİ
(1846 – 1909)
Şeyh Hamidi, tasavvuf, fıkıh, kelam ve şeriat ilimlerinin zirvesine çıkmıştır. Ayrıca, cebir ilminde ve özellikle astronomi de kendisini öyle yetiştirmişti ki bu sahada dünyanın her tarafından Osmanlı İmparatorluğu’na gelen muğlak, en karmaşık problemleri derhal çözüp, çözülmüş şekilleri ile resmi makamlara verirdi.
Mardin’de doğup büyümüş olmasına, her türlü araç ve gereçten yoksun olmasına, her türlü araç ve gereçten yoksun olmasına, her türlü teknik imkansızlıklar içinde bulunmasına karşın yıldızların takip ettiği yolları santim santim bilir ve gösterirdi. Bu nedenle bizzat yaptığı beş yüz yıllık takvim halen elde mevcut olup, bu günün astronotlarına büyük bir kaynak ve yol gösterici durumundadır. Güneş, ay ve yıldızların, hareket, gün, ay ve yıl olarak 2004 yılına kadar ki zaman dilimi göz önüne alındığında Şeyh Hamidi’nin hazırladığı takvim son derece isabetli ve doğru tarihi göstermektedir.
Abdüsselam Efendi
(1786 – 1843)
Abdüsselam Efendi’nin yazdığı “İm-ül-iber” adındaki mahalli tarih kitabı Kürt aşiretleri ve özellikle Yezidiler hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Bu eserin bir nüshası halen İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde (numara 44) ve diğer bir nüshası Bağdat Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.
Şeyh Muhammed EL-CEZERİ
(1350 – 1429)
Kıraat ve hadis alanında bir çok eser vermiş alimidir...
Fahreddin el MARDİNİ
(1115 – 1197)
Artukoğulları döneminin dünyaca ün yapmış tıp bilgini ve filozofudur. Artukoğlu Hüsameddin Timurtaş b.İlgazi’nin isteği üzerine, hanedanın himayesinde Mardin’de felsefe okutmuştur.
Şeyh Ahmed’i CİZREVİ
(1407 – 1479)
Cizre’nin yetiştirmiş olduğu en büyük alim ve şairlerdendir. Yaşadığı dönemde çağın bütün büyük alimleri eserlerini Arapça ve Farsça yazdıkları halde Şeyh Ahmet dünya klasiklerinden sayılan “Yağni ya Muğni” adlı ünlü divanını kendi milli dili Kürtçe yazmıştır.
Sosyolog Prof. Dr. Şerif Mardin-Yazar ve Öğretim Görevlisi
1927 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'nde başladığı orta öğrenimini ABD’de tamamladı. Stanford Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü mezuniyetinin ardından lisansüstü eğitimini John Hopkins Üniversitesi'nde yaptı. 1954'te Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne asistan olarak giren , doktorasını Yeni Osmanlıların Düşünsel Yapıtları konulu teziyle Stanford Üniversitesinde tamamladı. 1964'te doçentliğe, 1969'da profesörlüğe yükseldi. 1973'te geçtiği Boğaziçi Üniversitesinde siyaset bilimi ve sosyoloji dersleri verdi. ABD'de Columbia ve California, İngiltere'de Oxford Üniversitesinde konuk öğretim üyesi olarak dersler verdi. Halen Washington D.C.'deki American University Uluslararası İlişkiler Bölümünde öğretim üyeliği yapan ve aynı üniversite bünyesinde faaliyet gösteren İslâmî Araştırmalar Merkezinin başkanlığı görevini sürdüren, aynı zamanda Sabancı Üniversitesiinde öğretim görevliliğine devam eden Mardin'in yayımlanan kitapları şunlardır: Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908 (1964), Din ve İdeoloji (1969), İdeoloji (1976), Türkiye'den Toplum ve Siyaset (Makaleler derlemesi, 1990), Siyasal ve Sosyal Bilimler (Makaleler derlemesi, 1990), Türkiye'de Din ve Siyaset (Makaleler derlemesi, 1991), Türk Modernleşmesi (Makaleler derlemesi, 1991), Religion and Social Change in Modern Turkey. The Case of Bediüzzaman Said Nursi (1989) [Bediüzzaman Said Nursi Olayı / Modern Türkiye'de Din ve Toplumsal Değişim (1992)], The Genesis of Young Ottoman Thought (1962) [Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu (1996)], Etik, Din ve Laiklik, (1995). ......
Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN
1964 Ömerli, Mardin doğumlu yazar ve akademisyen. 1987’de Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde İslâm Tarihi ve Uygarlığı Bilim Dalında Yüksek Lisansa başladı. 1989 yılında Yüksek Lisansı, 1994 yılında aynı Enstitüde Doktorayı bitirdi.
Ocak 1992'de Harran Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'ne İslâm Tarihi Araştırma Görevlisi, 1994 yılında Yardımcı Doçent olarak atandı; Ekim 1996’da Doçent, Şubat 2003’te Profesör oldu. Çalışmalarını İslâm Tarihinin ilk dönem siyasî tarihi, özellikle de muhalif gruplar üzerine yoğunlaştıran Demircan’ın yayımlanmış birçok kitabı ve makalesi bulunmaktadır.
Yayımlanmış Kitapları:
Hz. Peygamber Devrinde Münafıklar, Esra Yayınları, Konya 1996.
Haricîlerin Siyasi Faaliyetleri, Beyan Yayınları, İstanbul 1996.
Hz. Ali'nin Hilafet Hakkı Meselesinde Gadir-i Hum Olayı, Beyan Yayınları, İstanbul 1996.
İslâm Tarihi'nin İlk Asrında İktidar Mücadelesi, Beyan Yayınları, İstanbul 1996.
İslâm Tarihinin İlk Döneminde Arap-Mevali İlişkisi, Beyan Yayınları, İstanbul 1996.
Çağdaş Haricîlik Düşüncesi (Ahmed M. A. Celi'den çeviri), Beyan Yayınları, İstanbul 1997.
Nebevî Direniş Hicret, Beyan Yayınları, İstanbul 2000.
Haricîlik Mezhebinin Doğuşu Bağlamında Din-Siyaset İlişkisi, Beyan Yayınları, İstanbul 2000.
Ali-Muaviye Kavgası, Beyan Yayınları, İstanbul 2002.
Cumhuriyet Dönemi (1923-2001) İslâm Tarihi ve Medeniyeti Çalışmaları (Bir Bibliyografya Denemesi) www.harran.edu.tr/ilahiyat/demircan.htm
Nehcü’l-belâğa: Hz. Ali’nin Konuşmaları, Mektupları ve Hikmetli Sözleri, Derleyen: eş-Şerîf er-Radî, Beyan Yayınları, İstanbul 2006
Hamit CAN - GAZETECİ
Aslen, Mardin'in Ömerli ilçesine bağlı Fıstıklı köyündendir. Babasının demiryollarındaki memuriyeti dolayısıyla çocukluğu, istasyonların bulunduğu belde ve kasabalarda geçti. On-onbeş haneli, küçük bir sınır istasyonu olan Gürpınar'da doğdu (1959). İki yaşındayken ailesi, daha sonra adı Şenyurt olarak değiştirilen Derbesiye'ye taşındı. İlk çocukluk yılları burada geçti. İlkokulu, Şenyurt ve sonradan yerleştikleri Mardin İstasyonu'ndaki Çiftlik ilkokullarında okudu. Ailesi, 1969 yılının eylül ayında Şenyurt'tan ayrıldı. Orta ve lise öğrenimini Mardin'de tamamladı. Üniversite sınavlarına katılmak üzere İstanbul'a geldi (1976). Basın ve yayın dünyasında bulundu. Edebiyat merkezli yazı çalışmalarını geliştirdi. Çeşitli dergi ve yayınevlerinde müsahhihlik, redaktörlük ve editörlük yaptı. İzlenim Dergisi'nde Genel Yayın Yönetmenliği, İktisat ve İş Dünyası Dergisi'nde Yazı İşleri Müdürü olarak çalıştı. Yeni Şafak Gazetesi'nde Kültür-Sanat ile Düşünce Günlüğü sayfalarını yönetti. Haftada bir yayınlanan "Haftalık" kültür ekinde Genel Koordinatörlük görevinde bulundu. İlk anlatı, hikâye ve şiirleri, Diriliş Dergisi'nde yayınlandı. Ayrıca kültür-sanat ve edebiyat dergilerinden İzlenim, Hece, Ay Vakti, Vuslat ve Ekopol ile günlük olarak yayınlanan Yeni Şafak Gazetesi'nde şehir kültürü, gezi izlenimleri, röportajlar ve denemeler yazdı. Sezai Karakoç'un kitaplarını okumuş, Diriliş dergisinde yazıları yayınlanmış ve Sezai Karakoç'u "üstadı" kabul etmiş olan Hamit Can, Diriliş Partisi'nde de kurucu olarak yer almıştı.
Eserleri:
İki biyografi çalışması kitaplaştırılmıştır: Halit Ziya Uşaklıgil (Hikmet Yayıncılık, 2002), Hüseyin Rahmi Gürpınar (Hikmet Yayıncılık, 2002). Sahnelenen tiyatro oyunu: Kurtuluşa Çağrı (1985)
Adnan KOÇ
26 Haziran 1981 Mardin, Ömerli doğumlu. Müzik eğitimini, Emin Ongan Üsküdar Musiki Derneğin de aldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve 9 Eylül Üniversitesinin koristliğini ve solistliğini yaptı. Ekol Drama Okulu'nda
Ayla Algan'dan oyunculuk eğitimi aldı.
TRT - KASDAV işbirliği ile yapılan 2006 Türkiye Geneli TSM Ses Yarışması birincisi oldu. 12 TV filminde başrol aldı.
Albüm ve oyunculuk eğitimi çalışmaları devam ediyor...
http://www.adnankoc.com.tr/
Murat Yıldırım (oyuncu)
Murat Yıldırım 1979 mardin doğumludur. Türk dizi ve sinema oyuncusudur.
Murat Yıldırım Yıldız Teknik Üniversitesi - Makine Mühendisliği bölümününden 8. senesinde mezun oldu. Tiyatro ve müziğe ilgi duyan Murat Yıldırım, Yıldız Teknik Üniversitesi Oyuncuları (YÜO)'na girdi ve 3 yıl amatör olarak tiyatro yaptı. YÜO'daki arkadaşları vasıtasıyla televizyon dünyasına giren Murat Yıldırım’ın televizyonla ilk tanışmasını sağlayan, 2003 yılında “Ölümsüz Aşk” dizisinin bir bölümünde küçük bir rol alması oldu. Fakat dizi yalnızca 11 bölüm sürdü.
2004 yılında “Bütün Çocuklarım” dizisinde “Mesut” karakterini canlandıran Murat Yıldırım, oyunculuğa, “Büyük Yalan” dizisi ile devam etti.
2006 yılında ilk uzun soluklu çalışması olan Fırtına dizisinde başrol oynayarak ün kazandı. Aynı yıl sinemada Altın Portakal ödülüne aday olan Araf filmi ile ilk kez başrol oynadı.
Başrolünü paylaştığı Tuba Büyüküstün ile Asi dizisinde “Demir” karakteri ile ününü perçinledi. Demir, 25 sene sonra, varlıklı biri olarak Antakya'ya geri dönen ve buradan toprak alan bir gençtir. Demir ve Asi arasında geçen gurur yüklü aşk ise dizinin konusunu oluşturmaktadır.
20 Haziran 2008'de Fırtına dizisinin setinde tanıştığı Burçin Terzioğlu ile evlenmiştir.
İzzet GÜL- Ressam
Mardin Ömerli doğumlu olan Ressam İzzet Gül sanata olan
yatkınlık ve yeteneği sayesinde kendisini bu günlere taşıdı.
Çok sayıda karma ve bunun yanında 6 kişisel sergi açtı.
Uzun yıllar devlet memurluğu yaptı. Yurtdışında görev aldı. Bulunduğu ülkelerde görevleri dışında sanatsal çalışmalarına devam ederek batı sanatını yerinde tanıma ve çalışma fırsatını buldu.
Ankara'da yaşayan sanatçı resim ve heykel çalışmalarını mütevazı atölyesinde sürdürmektedir.
http://www.izzetgul.com/index.htm
RESSAM İZZET GÜL'ÜN BİR KAÇ ÇALIŞMASI
Ömerli portresi
Derbesiye portresi
Muammer GÜLER -Eski İstanbul Valisi
1949 Yılında Mardin’de doğdu.İlk,Orta ve Lise öğrenimini Ankara’da tamamlayarak 1972 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ nden mezun oldu. İlk Kamu görevine 14.03.1973 tarihinde Balıkesir Maiyet Memuru ( Kaymakam Adayı ) olarak başladı. Sırasıyla Çal İlçesi Kaymakam Vekilliği, Pehlivanköy, Horasan Kaymakamlıklarında bulunduktan sonra İçişleri Bakanlığı Personel Şube Müdürlüğü’ne atandı.İçişleri Bakanlığı’ nda Şube Müdürü, Daire Başkanı, Personel Genel Müdür Yardımcılığı ve Personel Genel Müdürlüğü’ nde bulundu. Personel Genel Müdürü iken 29.01.1992 tarihinde Niğde Valiliği’ ne atandı. Daha sonra 27.09.1993 tarihinde Kayseri Valiliği’ne ve 06.07.1994 tarihinde Gaziantep Valiliği’ne atandı. Bu görevini sürdürürken 28.07.2000 tarihinde Samsun Valiliği’ne atandı. 30.01.2003 tarihinde İstanbul Valiliği’ne atanarak 17.02.2003 tarihinde görevine başladı. Matematik Öğretmeni Neval Hanımla 1977 yılında evlenmiştir. Güler çiftinin Barış ve Burcu adlarında iki çocuğu bulunmaktadır.
Halil GÖNENÇ
Halil Gönenç Hocamızın soyu Mardin'in Midyat ilçesine bir kaç km mesafedeki derizbin (Acırlı köyü ) köyünden gelmektedir.Resmi kimliğinde, doğum yerinin bu köy olarak gösterilmesi tüm ailenin nufus kaydının burda olmasından kaynaklanmaktadır.Gercek doğum yeri Midyat , Savur karayoluna yakın Mende (Akyürek ) köyüdür. Burada Dünya ya gelişinin nedeni ,Babası Abdülkerim hocanın köydeki ifa ettiği İmamlık görevidir. sonradan Hocanın ailesi Derizbin köyünden göç ederek Ömerli ilçesine yakın Hırbe Hacı köyünü Aile dostları Hacı Abdurrahman ve yakınlarıyla beraber köyün temelini atarak burda yerleşirler. Nufus kayıtlarında Doğum Tarihi 1933 olarak görünmekle beraber , asıl Doğum Tarihi 1930 dur. Halil Hoca tahsiline henüz altı-yedi yaşlarındayken babasının yanında kuran-ı kerim'i öğrenmekle başlar köylerinde okul bulunmaması nedeniyle köylerine en yakın 15 kilometre uzaklıktaki Aynkaf ( kayapınar ) Köy okuluna kayıt yaptırmak üzere baş vururlar. Öğretmen onlardan kayııtta lazım olacak evrakları tamamlayıp getirmelerini ister ancak bu kolay olmiyacaktı cünkü küçük halil'in hala nufus kaydı yapılamamıştır. bu sebebten öğretmenin istediği evrakların temini imkansız olduğundan kaydı yapılamaz. ancak babası Halil'in okuma azmini ve zekasını görünce o günkü şartlarda hem yatabileceği hemde okuyabileceği medrese arayışına girerler .Ancak 1940 lar inönü devrinin, baskı yıllarıydı medreselerin kapanması dini ilimlerin bütünü bir yana sadece kurani kerim'in okutulmasının riskli oduğu bir devir yaşanıyordu.okuduğu medrese jandarma tarafindan basılır ve küçük halilin yaşı itibariyle bir tokatla kurtulur. Bu baskılar sebebiyle o küçük yaştaki halil tahsilini almak için suriyedeki medreselere yollanır. ve suriyede amudda medresesinde eğitimini alır.
HALİL HOCANIN ESERLERİ:
1: Büyük Şafii İlmihali 2: İslamin Sesi 3: Kırk Hadisle İslam Yolu 4: Gençlik Rehberi 5: Günün Meselelerine Fetvalar 6: İslamda Ticaret 7: Kolaylaştırılmış Fıkıh Ansiklopedisi 8: Seçme Fıkhı Meseleleri 9: İslami Düşünceler 10: Şafii Cep İlmihali 11: Tenvıril Kulub 12: Allah Resulü Hz Muhammed
Fehim ADAK - Devlet Eski Bakanı
MARDİN - 1931, Abdürrezzak, Muhdiye - İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi - Arapça - İnşaat Yüksek Mühendisi - Mardin İI Bayındırlık Müdürü, DSİ Diyarbakır Bölge Müdürü, DSİ Ankara Murakabe Müşavere Kurulu Üyesi - IV, V ve XX nci Dönem Mardin Milletvekili - Ticaret, Bayındırlık, Gıda Tarım ve Hayvancılık, Devlet Eski Bakanı - Evli, 6 Çocuk.
Dr.Masum TÜRKER- Eski Ekonomi Bakanı
1951 yılında Mardin'de doğdu. 1969 yılında Pertevniyal Lisesi'ni, 1973 yılında İ. Ü. İşletme Fakültesi'ni bitirdi. Öğrenci iken, 1967 yılında muhasebe mesleğine başladı. 1971 yılından itibaren mali müşavir olarak çalışmaya başladı. 1999 yılına kadar Türkerler Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttü. 2003 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinde doktorasını verdi. 1970 yılında muhasebeciliğin yanı sıra gazetecilik yapmaya başladı. Güneş Gazetesinde Murahhas üye, Nokta ve Ekonomik Trend Dergilerinde Genel Yayın Yönetmeni, Yeni Yüzyıl Gazetesinde yazar olarak çalıştı. 1978-1982 yılları arasında Gazi Üniversitesinde Bolu İdari Bilimler Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Banka yönetim kurulu üyeliği ve murakıplığı, şirket genel müdürlüğü görevlerinde bulundu. 1975-1999 yılları arasında Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneğinde Genel Sekreterlik, Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Başkanlık; TÜRMOB'da Genel Başkan Yardımcılığı ve Temel Eğitim ve Staj Merkezi'nde Başkanlık, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu Eğitim Komitesi üyeliği görevlerinde bulundu. Muhasebe ve vergi konularında yayınlanmış kitapları ve araştırmaları vardır. Yeminli Mali Müşavir olan Masum Türker, halen İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim görevlisi, Türkiye Denetim Standartları Kurulu Başkanı ve merkezi Roma'da olan Akdeniz Ülkeleri Muhasebeciler Federasyonu Başkan vekilidir. 1999-2002 döneminde İstanbul Milletvekili olarak TBMM'de görev almış, 2002 yılında ise Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlenmiştir. Sayın Dr. Masum Türker, DSP Genel Başkan Yardımcısı olarak aktif siyaset hayatına devam etmektedir.
Prof. Dr. Ahmet AĞIRAKÇA
1950 Mardin doğumlu olup, Mardin Cumhuriyet İlkokulu, Mardin İmam-Hatip Okulu, Mardin Lisesi, İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü (Bugünkü M.Ü.İlahiyat Fakültesi/1973) ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun 1975 yılında oldu. Daha sonra İ.Ü. İktisat Fakültesine kaydoldu. Fakat Edebiyat fakültesine asistan olunca üçüncü Fakültesini bitiremeden sosyal siyaset bölümü 2. Sınıftan ayrıldı. Bir müddet Diyanet işleri Başkanlığı bünyesinde çalıştıktan sonra İstanbul Bakırköy Lisesinde öğretmenlik yaptı. Konya Selçuk Üniversitesi ilahiyat fakültesinde 1 yıl müddetle İslam Tarihi Asistanlığı görevinde bulundu (1977), daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalında asistan oldu (1978).
Bugünkü Yüksek Lisans yerinde olan iki sömestrelik olarak uygulanan doktora hazırlık döneminden (1978-79 öğretim yılı) sonra 1979-1983 yılları arasında İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Ortaçağ Tarihi Kürsüsünde “Müneccimbaşı Ahmed İbn Lutfullah’ın Câmi’u’d-Düvel” Adlı Eserinin Tenkidli Metin Neşri ve Tercümesi” adlı doktora tezi ile Ph.Dr. unvanını aldı. 1987’de Yard. Doçent, Ekim 1988’de Doçent, Haziran 1996’da Profesör unvanını aldı. Mayıs 1999’da 28 Şubat askeri darbesi döneminde YÖK tarafından başörtüsü eylemlerine destek verdiği gerekçesiyle uzun yıllar görev yaptığı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümündeki görevine son verilerek kamu görevinden çıkartılma cezasıyla cezalandırıldı. 2007 yılında Danıştay bu cezanın haksız yere verildiğine hükmetti. Bu arada Hollanda/Rotterdam İslam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı, aynı şehirde Avrupa İslam Üniversitesi Kurucu Başkanlığı ve Rektör vekilliği, İslâmî İlimler Fakültesi Dekanlığı ve Rektör Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Avrupa İslam Üniversitesi’nin Uzaktan Öğretim birim başkanlığı yaparak Türkiye’den 1200 öğrencinin uzaktan lisans düzeyinde öğrenim görmelerini sağlayan organizeler yaptı. Halen İlk Kurucusu olduğu Akademistanbul Yurt Dışı Eğitim ve Danışma Kurumunun fahri danışmanlığını yapmaktadır. Son olarak On Yıl sonra tekrar kendi Üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ortaçağ tarihi Anabilim Dalındaki görevine geri döndü. (2009 Temmuz). Halen bu görevi sürdürmektedir. Arapça (çok iyi) Farsça ve İngilizce (orta düzeyde ) bilir. Yayınlanmış 12 telif ve 13 (cild) tercüme eseri vardır. Akademik dergilerde yayınlanmış onlarca makalesi ile katıldığı milli ve uluslar arası sempozyumlara sunduğu 26 tebliği bulunmaktadır. Ayrıca 30 yıldan beri çeşitli resmi ve sivil kuruluşlarda onlarca konferans verdi, seminerler yaptı, bir çok panele katıldı. Bir kaç Ansiklopedide yayınlanmış çok sayıda maddesi olup ayrıca 6 cildlik Şamil İslam Ansiklopedisi’nin genel yönetim ve ilmi redaksiyonunu yaparak yayına hazırladı. Bir çok Edebî, İlmî, Siyasî ve Sosyal dergide yönetici ve yazar olarak çalıştı. Bir kaç sempozyumu organize etti ve bu sempozyumların tebliğlerini yayına hazırladı. Bir çok Sivil Toplum Kuruluşunun (Vakıf ve Derneğin) kurulmasında rol oynadı ve yönetim kurullarında yer aldı, genel başkanlık yaptı. Halen, Akademi Lisan ve İlmi Araştırmalar Derneği Genel Başkanı ve İHH Yüksek İstişare Kurulu üyesi ve 20 yıldan beri süren Filistin Dayanışma Platformunun tabii üyesidir. Uluslar Arası Müslüman Alimler Birliği üyesi ve bu Birliğin İstanbul temsilcisi, Uluslar arası Kudüs Müessesesi Mütevelli heyeti üyesi, Küresel Kudüs ve Filistin İçin Dayanışma Birliği’nin kurucusu ve Yönetim kurulu 1.Başkan Yardımcısıdır. Evli olup dört çocuğu ve dört torunu vardır.
Musa ANTER - YAZAR
Mardin'e bağlı Nusaybin’in Eskimağara köyünde 1920 de doğdu. İlkokulu Mardin, orta ve liseyi Adana'da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olan annesi Fesla Hanım’a göre doğum tarihi 1917’ydi. 1944’te Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu’nun halası olan Saint George Avusturya Lisesi mezunu Ayşe Hanım ile evliliğinden 1945’te büyük oğlu Anter Anter, 1948’de kızı Rahşan Anter, 1950’de de küçük oğlu Dicle Anter dünyaya geldi.
İlk gözaltı öğrencilik yıllarında Dersim isyanı sırasında olur. Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım'a sövdüğü için 45 gün gözaltında kalır. Anter Ağa'nın oğlu olduğu için Mustafa Kemal tarafından affedilir.
1959 yılında 49'lar ve Devrimci Doğu Kültür Ocakları davalarındna yargılandı. 27 Mayıs darbesi yapıldığında gözaltındaydı. 1959 ve 1970’lerde Devrimci Doğu Kültür Ocakları'na katılımı nedeniyle ve 12 Eylül’de de Kürtçülük propagandası yapmaktan tutuklandı. Tüm yaşamı boyunca toplam 11,5 yıl hapis yattı. 20 Eylül 1992’de kimligi belirsiz şahıs ya da şahıslarca öldürüldü.
Yazdığı yayın Organları:
Dicle Kaynağı, Şark Postası, İleri Yurt, Barış Dünyası, Deng, Yeni Ülke, Welat, Rewşen, Tewlo ve en son Özgür Gündem isimli gazeteler ve dergilerdir. [5]
Eserleri
Hatıralarım I - Avesta Yayınları - Musa Anter Bütün Eserleri Dizisi
Hatıralarım II - Yön Yayıncılık / Ropörtaj-Belge-Anı-Biyografi Dizisi
Kımıl
Vakainame
Birina reş (Kara Yara)¨
Firat Marmara´ya Akar
Ali BULAÇ - Gazeteci
1951 yılında Mardin’de dünyaya geldi. 1975 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünden, 1980 yılında ise İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümünden mezun oldu.1984 yılında Düşünce Yayınları’nın, 1984 yılında ise İnsan Yayınları’nın kuruluşuna öncülük etti. 1988 yılında Türkiye Yazarlar Birliği’nin “Fikir Ödülü”ne layık görüldü. Halen Zaman Gazetesinde köşe yazıları yazıyor.
Murathan MUNGAN - Şair ve Yazar
Murathan Mungan, 2l Nisan 1955’te Istanbul’da doğdu. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları, memleketi olan Mardin’de geçti. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Aynı bölümde “master”ını tamamladı. Ankara’da Devlet Tiyatroları’nda ve Istanbul’da Şehir Tiyatroları’nda “Dramaturg” olarak çalıştı. 1987’de günlük gazete olarak yayımlanan Söz gazetesinde,“Kültür-Sanat Sayfası” editörlüğü yaptı. 1988’ten beri serbest yazar olarak çalışmakta ve halen Istanbul’da yaşamaktadır.
Bülent TEKİN
1954 yılında Mardin-Derik’te doğdum. Aslen Ömerli’nin Çınaraltı (Rissin) Köyü’ndeniz. İDMMA(Galatasaray) Kimya Mühendisliği ve ODTÜ(Gaziantep Kampusu) inşaat Mühendisliği mezunudur. Edebiyatçılar Derneği, BESAM, TYS ve PEN üyesidir. Halen Gırgır Dergisinde yazmaktadır. Yayımlanmış eserleri: Kızıldan Sarıya(şiir), Tarih Tarih Olsun(şiir), Sevdanla Yaşayacaksan(şiir), Kral Situ'nun Hikâyesi(roman), Barışla Güzeldir Sevdam(şiir), Feyyo'nun Felsefesi(roman), Ölümü Vurmak Güneşi Öpmek(şiir), Bir Türkiye Çıkmazı(deneme).
ÜLKEMİN TOPRAKLARINDA
ÖZLEYECEĞİM
Özlem duydum,Özledim.
Önceki gün,dün gibi
özledim.Yarın
özlem duyacağım.
Ertesi gün de
Özleyeceğim.
Hep böyle oldu bu.
Böyle de olacak.
BÜLENT TEKİN
Aydın AYAYDIN - Eski Bakan ve Yazar
Mardin Derik-1951, Mehmet, Bedia-İstanbul İTİA, Marmara Üniv. Sosyal Bilimler Enst.İktisat Master ve Doktora -İngilizce-Ekonometri Profesör Dr., Öğretim Üyesi-Bankalar Birliği Başkanı, Emlakbank Gn.Md. ve Yön.Kur.Başkanı, Vakıfbank Genel Müdürü, Şekerbank Genel Müdürü, İş Bankası, Sınai Kalkınma Bankası ve Sınai Yatırım Bankası Yön.Kur.Üyesi, İKV , İAV Yönetim Kurulu Üyesi, M.Ü. Öğretim Üyesi, Hür Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı, Eski BJK Asbaşkanı ve Basın Sözcüsü, Rekabet Kurulu Başkanı, -Evli, 3 Çocuk.
Süleyman BÖLÜNMEZ- Eski Milletvekili ve İş Adamı
1956'da Mardin'de doğdu. Ortaokul mezunu olan Bölünmez, serbest ticaret ile uğraşmaktadır. Bölünmez Petrolcülük A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı olan Bölünmez, aşığı olduğu Mardinspor'un kulüp başkanlığını sürdürmektedir. Bekar ve 3 çocuk babası olan Bölünmez, Mardin Bağımsız Milletvekilidir.
suleymanbolunmez@tbmm.gov.tr
Betül MARDİN - Halkla İlişkiler Uzmanı
Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve BBC Televizyon kursu mezunudur. 1956 yılından itibaren basın, tiyatro, sinema ve televizyonda çalışan Betül Mardin, 1968 yılında çalışmaya başladığı halkla ilişkiler dalında yerel ve uluslararası alanda birçok ödül kazandı.
Uzun yıllar beş yıldızlı otellerin halkla ilişkiler danışmanlığını yapan Betül Mardin, turizm sektöründe halkla ilişkilerin yerleşmesine önemli katkıda bulundu. 1987 yılında Nilgün Pirinççioğlu, Canan Bengisarp, Cemal Noyan ve Cemal Karman ile İ.M.A.G.E Halkla İlişkileri, kuran Mardin bu şirketin başkanlık görevini halen devam ettiriyor. İngilizce ve Fransızca bilen Betül Mardin'in Haldun Dormen'den Ömer adında bir oğlu var.
Berdan MARDİNİ - Sanatçı
Anne ve babası Mardin'in Yaylabaşı köyünden olan Mardini, 5 Kasım 1978'de Diyarbakır'da doğdu. Yedi kardeş'in 6. sı olan olan Mardini'nin babası T.Z.D. Kurumunda çalışan bir devlet memuruydu. Babasının mesleği nedeniyle eğitimini değişik illerde sürdürmek zorunda kaldı. İlkokul ikinci sınıfa kadar Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde okudu. Daha sonra babasının tayini çıkınca, ailesiyle birlikte Isparta’nın Gelendost taşındı. İlkokul üçüncü sınıfa Gelendost'ta devam etti. O yıllarda yeteneği ön plana çıkmaya başlıyordu. Okulda oynadığı piyes, tiyatro gibi sanat alanlarında sesinin güzelliği çevresi tarafından fark edildi. Aslında sahne anlamında müzik hayatına başlaması tamamen bir tesadüftü. Bu dönem içerisinde sabahtan akşama kadar işyerinde,işten sonra da ailesinden gizli olarak sahne hayatına başladı. Çevresi çok başarılı olduğuna inanıyordu. İstanbul'un değişik semtlerinden teklifler gelmeye başlamıştı. Bu arada profesyonel anlamda müziğe merak sarmaya başlamış ve teklifleri değerlendirme kararı almıştı. Ama konfeksiyon hayatı devam ediyordu. İkisinin de bir arada gitmeyeceğini düşünerek ailesine gece sahne aldığını ve artık müzikle uğraşmak istediğini söyledi. Ailesinden de olumlu yanıt aldı. Bir iki yıl Bakırköy’de sahne aldıktan sonra Etiler Zorba Taverna haftanın bir günü türkü gecesi yapmasını istemişti. Pazar günleri orada çıkmaya başladı. Bir dönem sonra şu sıralar da sahne aldığı yer olan Taksim Mektup Bar’da çıkmaya başladı. Sahne yıllarına başladıktan sonra kendisinden iki yaş büyük olan ağabeğide gitar çalmaya başlayarak Berdan'a sahnede eşlik etmeye başladı. Nihayet profesyonel çalışması 2000 yılının kasım ayında piyasaya çıktı. Albümü Canan Prodüksiyon tarafından yapılmıştı. Ama gerek yapım hatası gerekse tanıtım hatası kitlelere onu ulaştıramamıştı. Bu albüm kendisi için iyi bir tecrübe oldu. 2000 yılından 2002 yılına kadar bu anlamda mücadele verdi ve sonunda istediği albümü yaptı.
RoJİN-Sanatçı
Mardinli bir baba Suriyeli bir annenin kızı olarak Adana da doğdu beş çocuklu Ailenin ortancasıdır… Bu ülkede yaşayan birçok çocuk gibi yoksulluk içinde gecen trajik bir yaşamı vardır... İlk ve orta öğrenimini Adana da tamamladı sonrasında Adana Belediye Konservatuar'ına devam etti. Ailesinin karşı koymasına rağmen sanatla bağını koparamadı. Dört yıl boyunca gittiği karate kursları ona savunma ve denge tekniğini öğretti bu arada amatörce müzikle uğraşıyor, şan dersleri alıyordu..
1990 yılında Ankara Devlet konservatuarına girdi aynı yıl Erlangen Tiyatro Festivaline katıldı. Taziye adlı oyun ile, bölümü iyi derece ile bitirdi öğrenimini tamamladıktan sonra Ankara Devlet tiyatrosunda çalışmaya başladı. Yurt dışında çocuk ve gençlik tiyatrosu yaptı.
Sermiyan MİDYAT - Tiyatrocu
1974'te. Ankara'da doğdum. Babam Adnan Midyat, Bayındırlık Bakanlığı'nda çalışıyordu. Annem Nimet Midyat ev kadınıydı. İki erkek, iki kızız. Ben üçüncüyüm. Büyük Kardeşlerim: Serhat ve Evindir. Aileden kimsenin oyunculukla ilgisi yok. Soyadımın Midyat olması, Mardin Midyatlı olmamızdandır.
1984: Kız kardeşi Türkan Rojda doğdu.
1994: İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümüne girdi. Burada, Mühendislik Fakültesi Tiyatro Kulübü bünyesinde Çehov’un Ayı adlı oyunu oynadı ve Bir Evlenme Teklifi adlı oyunu yönetti.
1996: Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Bölümü’ne 2 yıl devam etti.
1998: Ortaoyuncular’a oyuncu yetiştiren Nöbetçi Tiyatro sınavlarını kazandı ve ustası Ferhan Şensoy’la tanıştı.
1999-2003: İlk profesyonel oyunu olan “Dolu Düşün Boş Konuş” oyunuyla sahneye adım attı. Ustası Haluk Bilginer’le tanıştı.
Ekran:
Emret Komutanım (2005-2006),
Kırık Kanatlar (2006-2007) dizilerinin başrollerinde oynadı.
Gece Yürüyüşü, Biz Boşanıyoruz, Şarkılar Seni Söyler, Kuzenlerim, Bizim Otel gibi dizilerde rol aldı.
Uykudan Önce Show (1999) adlı tv showunu hazırlayıp sundu.
Sinema:
Banyo (2005) filminin başrollerinde oynadı. Polis (2006), Pardon (2005), Hiçbiryerde (2004), Büyük Firar (kısa metraj) filmlerinde oynadı.
Yazan:
Emret Komutanım, Dişi Kuş, Berivan, Sınırlı Aşk, Aşkına Eşkıya adlı tv dizilerinde ve 9 Ay Son Gün adlı oyununu yazdı.
Radyo:
1994’de başladığı radyoculuğu Show Radyo, Radyo Tatlıses, Best Fm ve Radyo Mega’da 7 yıl sürdürdü.
Kenan KALAV - SİNEMA
İsmet YEDİKARDEŞ
İsmet Yedikardeş 1947 Mardin'de doğdu. Mardin Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya ve arkeolojide okudu.1972 Stuttgart devlet güzel sanatlar akademisinde Prof U.Guntherin yönettiği seramik ve heykel bölümüne girdi. Almanya'da tanınmış kişilerle çalıştı. Soyut resim çalışmaları yapan Yedikardeş ''Antik Mardin Kenti'' konulu resim sergisi için yaklaşık beş yıldır yoğun olarak çalışmaktadır. Hedefi Unesco'nun gündeminde olan ve giderek bozulmakta olan Mardin'in kent dokusuna dikkat çekmek ve aynı zamanda koruma altına alınacak kente ilişkin insanlığın bu ortak tarihi ve kültürel değerlerine sanatıyla ışık tutarak koruma bilincini uyandırmaktır.
İsmet YEDİKARDEŞ’in bazı örnekler…
Murat KURŞUN - Sanatçı
Mardin’de doğdu. Lise öğrenimini Mardin’de tamamladı. 7 yaşından beri müzikle uğraşmaktadır. Başta saz olmak üzere org, darbuka ve bateri çalabilmektedir. Seda Sayan, Cengiz Kurtoğlu, Kibariye, Ceylan gibi bir çok ünlünün albümlerinde söz ve müzikleri bulunmaktadır. 7 yıl profesyonel futbol oynamıştır. Koyu bir Mardinspor taraftarıdır. ''Sevenler Gece Ölür'' adlı parça ile büyük çıkış yapan Murat Kurşun, son albümü ''İyi ki Varsın'' ile çıkışını devam ettirmektedir. Her Cumartesi 23:00 ile 04.00 arası Club Feiba Bar’da sahne almaktadır.
Resmi Web Sitesi : www.muratkursun.org
Zeynel Abidin ERDEM - İş Adamı
1944 Yılında Mardin, Savur'da doğdu.İlk,Orta ve Lise öğrenimini Mardin’de tamamladı. 1970 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü’nden mezun oldu. 1972-1974 yılları arasında İstanbul Kimya Mühendisleri Odası başkanlığı, 1973-1976 yılları arasında da Sınai Anorganik Kimya Kürsüsü'nde asistanlık, 1973'te Kimsan İş ve İşçi sendikası genel başkanlığı ve Milliyetçi Demokrasi Partisi'nde (MDP) İstanbul il başkanlığı görevlerinde bulundu. Türkiye'deki Amerikan Ticaret Odası olan Türk Amerikan İşadamları Derneği Genel Başkanı, DEIK Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türk İspanyol İş Konseyi Başkanı, Türk Fransız İş Konseyi Başkan Yardımcısı görevlerini sürdürmektedir. 1999 yılında Sudan Devlet Onur Nişanına layık görülmüş aynı zamanda Sudan Fahri Konsolosu görevini de sürdürmektedir. 13 Aralık 2002 tarihinde Dr. Zeynel Abidin ERDEM 'e İspanya Kralı Juan Carlos I Türk İspanyol ilişkilerine yapmış olduğu katkılar sebebiyle layık gördüğü Commander of the Order of Spanish Civil Merit Kraliyet Onur Nişanı İspanya Büyükelçisi Manuel de la Camara tarafından takdim edilmiştir. Avukat olan Emine Hanım ile 1982 yılında evlenmiştir. Erdem çiftinin Mehmet Rıza ve
Zeynep Berrin adlarında oğlu ve bir kızı bulunmaktadır.
M.Asım HACIMUSTAFAOĞLU - Nevşehir Valisi
1945 yılında Mardin’de doğdu. 1963 yılında Rize Lisesinden mezun oldu. 1967 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari Şubeyi BİRİNCİLİKLE bitirdi.Koç Topluluğunun 1963 yılında ilk kez SBF’ne tahsis ettiği burstan 4 yıl müddetle yararlanmasına ve iş teklifine rağmen 1967 yılında İDARE mesleğini seçti.1969 yılında 48. Dönem Kaymakamlık kursunu BİRİNCILİKLE bitirdi. KONYA Vali Yardımcılığı ve Vali Vekilliği görevlerinde bulundu.1992 yılında, İstanbul’da Bağcılar İlçesinin kurulması üzerine, Bağcılar’ın ilk Kaymakamı olarak atandı ve Ekim 1997 tarihine kadar 5 yıl süre ile bu görevi sürdürdü. Bağcılar’da başta eğitim ve sağlık olmak üzere birçok sorunun çözümü için çalıştı. Bağcılar İlçesi Hizmet Vakfının kurucu başkanlığını yaptı.Ekim 1997’de Samsun Vali Yardımcılığına atandı.Bakan ve Valiler tarafından verilmiş çok sayıda TAKDİR BELGESİ bulunmaktadır.
Mümtaz TAHİNCİOĞLU - TOMSFED Başkan
1952'de Mardin'de doğdu. 1968'de İngiltere'ye gitti ve İngiltere'de kaldığı süre içerisinde "Fomula 4" kursuna katılarak bu sporla tanıştı. Türkiye'ye döndükten sonra 1989'dan itibaren "karting" sporunun gelişmesi için çalıştı. İstanbul'un ikinci Otomobil Spor Kulübü'nü (İMK) kurdu. 1989-1992 yılları arasında 3 kez Türkiye Karting Şampiyonu oldu ve Dünya Karting Şampiyonası'nda da Türkiye'yi ilk kez temsil etti. 1997'de Otomobil Fed. Başkanlığı'na seçildi.
Ercan YAZGAN - Oyuncu
1946'da Mardin'de doğdu. 1971 yılından beri birçok filmde rol almıştır. 1999 yılında 36.Antalya Film Şenliği'nde 'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' ödülünü aldı. Akıllarda kalan en önemli iki filmi 'Bizimkiler' dizisinde Kapıcı Cafer ve 'Kaygısızlar' dizisinde ise Memnun Kaygısız rolüdür. Toplam 20 film ve dizide rol alan Yazgan, yapımcı olarak Bir Milyara Bir Çocuk filmini çekmiştir.
| | |
|
namaz ıle ılgılı sozler
xxx tarih 17.12.2010, 19:08 (UTC) | | Sabah namazını kılan kimse, Allah’ın himayesinde olur.
Hz.Ebubekr (r.a)
* Kabrini, gece karanlıklarında namaz kılmak suretiyle nurlandır.
Hz.Ali (r.a)
* Namaz kıldığında bir daha namaz kılmayacakmışsın gibi kıl.
Hz.Ubbâde (r.a)
* Mü’minin nûru, gece kıyâmdadır. (Gece-Teheccüd)
Hz.Ali (r.a)
* İbâdet, bir kuş olsaydı, onun kanatları namaz ilen oruç olurdu.
Yahya bin Muâz (r.a)
* Namazda, ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir râhatı vardır.
Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir.
Said Nursî (Rah.A.)
* Namaz, kalbi, günahların pisliklerden, temizler ve gönüle gayb kapısı açar.
İmam-ı Gazâli (k.s)
* Namaz, imânın alâmeti, vücûdun selâmetidir.
Ali Tayyar
* İbâdet içinde en büyük namaz…
Onunla yapılır Allah’a niyaz.
Hem sevabı çoktur, hem de ucuzdur,
Kılmayan huzursuz, hem de nursuzdur.
Ahmet Tevfik Paksu
* Namaz, kötü huyları yenememişse, o namaz merduttur.
Ali Tayyar
* Namaz kılanın imânı tamdır,
İslâm için dâim cihad yapandır.
Altun
* Kur’an-ı Kerimde Allah emreder:
Günde beş vakite bir saat yeter..
Yirmi saatten yalnız birini,
Hakk’a vermeyene insan denir mi?...
Ahmet Tevfik Paksu
* Namazsızlık, İmansızlığa , oda sürükler.
Ali Tayyar
* Namaz, İslam dini’nin ruhu ve kişiyi İslam nizamına bağlayan en kuvvetli bir râbıtadır.
A.Rıza Demircan
* Her vakte bir bahâne bulur bi-namâz olan.Yazıcı Râşid
* Namaz kılanın rahattır canı,
Devamlı parlar anın îmani.
| | |
|
mardınden gecmıs olaylar
tarıh tarih 16.11.2010, 09:39 (UTC) | | 3 Günündeki Kazalarda 44 Kişi Öldü
Hafta Sonlarının da Eklenmesiyle 9 Güne Çıkan Kurban Bayramı Tatilinin Daha İlk 3 Gününde Yollar Yine Kan Gölüne Döndü.
Şehitlikte Bayram Arifesi
Kurban Bayramı Arifesinde Edirnekapı Şehitliği, Şehit Yakınlarının Akınına Uğradı
İzmirli Yardımseverler Kurbanını Van'da Kesecek
İzmirli Bazı Vatandaşlar Kurban Bayramı'nı Van'da Geçirmek İçin Yola Çıktı. Gönüllüler, İhtiyaç Sahipleriyle Birlikte Bayramı Geçirip Yardım Eli Uzatacak. Kimse Yok mu Derneği Öncülüğündeki Y..
Başkan Ayanoğlu Bayram Kutlamalarına Başladı
Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu Bayram Kutlamalarına Başladı.
MARDİN İLÇE HABERLERİNİ GÖRMEK İÇİN BİR İLÇEYE TIKLAYIN
• DARGEÇİT
• DERİK
• KIZILTEPE
• MAZIDAĞI
• MİDYAT
• NUSAYBİN
• ÖMERLİ
• YEŞİLLİ
MARDİN YEREL MEDYA SİTELERİ
• mardinlife.com
• midyat.net
• midyathabur.com
• nusaybinim.com
• nushaber.com
• yenises.com.tr
MARDİN 15.11.2010 14:18
Hayvan Pazarları Can Çekişiyor
Güneydoğu İllerinde, Hayvan Pazarları Adeta Can Çekişiyor. devamı
MARDİN 15.11.2010 14:18
Bayramda Aşırı Yemekten Kaçının
Mardin'in Kızıltepe Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Faruk Ertaş, Kurban Bayramı'nda Et, Şeker, Çikolata ve Hamur Tatlıları Aşırı Tüketmenin Kalp ve Kilo Sorununa Yol Açabileceğini Belirtti. Kurban Boyunca Kırmızı Et Tüketim Miktarı ve Sıklığının Arttığına Dikkat Çeken Dr. devamı
MARDİN 15.11.2010 14:08
İzmir'den Doğu ve Güneydoğu'ya Dostluk Eli
Türkiye Teknik Elemanlar Vakfı (tütev) ve Kimse Yok mu Derneği Gönüllüleri, Kurban Bayramı'nı Doğu ve Güneydoğu Bölgelerindeki İllerde Geçirmek ve Toplanan Kurban Bağışlarını İhtiyaç Sahibi Ailelere Dağıtmak Üzere İzmir'den Yola Çıktı devamı
MARDİN 15.11.2010 13:23
Şehitlikte Bayram Arifesi
Kurban Bayramı Arifesinde Edirnekapı Şehitliği'ne Gelen Çok Sayıda Şehit Yakını, Mezarları Temizleyip Çiçekler Dikerek Dualar Etti devamı
MARDİN 15.11.2010 13:18
Bonus Parkur'dan 3 Birincilik
Bonus Parkur Racing, Türkiye Ralli Takımlar Birinciliği ve Grup N Birinciliği'nin Ardından, Geçtiğimiz Haftasonu Mardin'de Düzenlenen 3. Mezopotamya Rallisi Sonrası Özen Özer ile 2010 Türkiye Ralli Gençler Birinciliği'ni Garantileyerek Sezonu 3 Birincilik ile Tamamlamadı. devamı
59 TL ile aracınızda çizikten eser kalmayacak! Tıklayın!
MARDİN 15.11.2010 13:08
Akçaabat Sebatspor Teknik Direktörü Birinci: 'Mardinspor Karşısında Önemli Bir Galibiyet Aldık'
Spor Toto 2 devamı
MARDİN 15.11.2010 12:15
Bayram Namazı Saatleri Açıklandı!
Kurban Bayramı Namazı Saatleri İl İl Açıklandı.İşte İlinizin Bayram Namazı Saati!.. devamı
MARDİN 15.11.2010 11:23
Nemrut'a Giden Yolların Birleştirilmesi
Malatya Valisi Ulvi Saran, Nemrut Dağı'na Adıyaman'dan ve Malatya'dan Giden Yolların Birleştirilmesine Yönelik Olarak Adıyaman'daki Bazı Sivil Toplum Örgütlerinin Tepkilerini Değerlendirdi devamı
MARDİN 14.11.2010 17:22
Yollar Kan Gölü: 25 Ölü
Yurdun Dört Bir Yanında Meydana Gelen Kazalarda, 25 Kişi Öldü! devamı
MARDİN 14.11.2010 16:09
Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup
Spor Toto 2 devamı
Sadece 1 dakikada dişlerinizi beyazlatmak çok kolay
MARDİN 14.11.2010 16:08
Mardinli İşadamları Yatırım Uzmanlarıyla Buluştu
Midyat Sanayici ve İşadamları Derneği (Misader), Bölgede Yapılacak Yatırımları Konusunda İşadamlarını Bilgilendirdi. Açılış Konuşmasını Yapan Misader Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Tayfur Demir, İşadamları ile Yatırımcıyı Bir Çatı Altında Birleştirmekten Mutluluk Duyduklarını Belirtti. devamı
MARDİN 14.11.2010 09:40
İl İl Bayram Namazı Vakitleri
Diyanet İşleri Başkanlığı İl İl Bayram Namazı Saatlerini Açıkladı. devamı
MARDİN 14.11.2010 09:27
Serbest Bölgelerde İstihdam 48 Binde
Türkiye'de Bulunan 19 Serbest Bölgede Eylül Ayı İtibarıyla 48 Bin 91 Kişi İstihdam Edildi. devamı
MARDİN 13.11.2010 19:48
Midyat'ta İkinci Minibüs Kazası: 15 Yaralı
Mardin'in Midyat İlçesinde Lastiği Patlayan Minibüs Takla Atması Sonucu 1'i Ağır Toplam 15 Kişi Yaralandı. Aracın Sürücüsü Gözaltına Alındı. Midyat-nusaybin 11. Kilometrede Ömer Aktaş(54) Yönetimindeki 47 M 3061 Plakalı Minibüsün Ön Lastiğinin Patlaması Sonucu Araç Şarampole Yuvarlandı. devamı
MARDİN 13.11.2010 19:00
Yüksel'e Mardinliler Derneği ve Sivil Toplum Örgütlerinden Tam Destek
Amerika Birleşik Devletleri, İsveç, Hollanda Ve Almanya Gibi Pek Çok Ülkede Gerçekleştirdiği "Mardin Buluşmaları" na Tüm Hızıyla Devam Ediyor. devamı
Göğüslerinizi beğenmiyor musunuz?
MARDİN 13.11.2010 18:46
Mezopotamya Rallisi Mardin'de Start Aldı
Tarih ve Spor Buluşması Yaşandı devamı
MARDİN 13.11.2010 18:28
Oyak Çimento Grubu'nun Düzenlediği Matematik Yarışmasının 9'uncusu Yapılacak
Oyak Çimento Grubu Şirketlerinin, Faaliyet Gösterdiği İllerde 2002'den Bu Yana Düzenlenen Liselerarası Matematik Yarışması'nın Bu Yıl 9'uncusu Yapılacak. devamı
MARDİN 13.11.2010 18:28
Minibüs Şarampole Yuvarlandı: 1 Ölü, 8 Yaralı
Mardin'in Midyat İlçesinde Minibüsün Şarampole Yuvarlanması Sonucu 1 Kişi Öldü, 8 Kişi İse Yaralandı. Şırnak'tan Mardin Yönüne Gitmekte Olan Veysi Unan(44)'ın Kullandığı 73 Dv 673 Plakalı Minibüs, Sürücünün Direksiyon Hakimiyetini Kaybetmesi Sonucu Araç Şarampole Yuvarlandı. Kazada, Mehmet Sıddık Başaran (39) Hayatını Kaybetti. devamı
MARDİN 13.11.2010 18:08
Bdp'lilerden Türkçe ve Kürtçe Bayram Mesajı
Kck Davasında Kürtçe Savunma Yapma Israrından Vazgeçmeyen Bdp'lilerden Sonra Şimdi de Bütün Bdp'li Belediyeler Gönderdikleri Bayram Mesajında Hem Türkçe Hem de Kürtçe İfadelere Yer Verdi. devamı
MARDİN 13.11.2010 15:53
ATO'dan 'İş'te Gençlik' Raporu
Ankara Ticaret Odası (ato) Tarafından Hazırlanan Rapora Göre, Türkiye'de 11 Milyon 547 Bin Çalışma Çağındaki Genç Nüfustan 3 Milyon 904 Bini Ne Üretimde, Ne de Eğitimde Yer Alıyor devamı
1 dk.'da mucize diş beyazlığı için tıklayın
MARDİN 13.11.2010 15:08
Mezopotamya Rallisi Mardin'de Start Aldı
2010 Türkiye Ralli Şampiyonası'nın Son Yarışı 3. Mezopotamya Rallisi, Mardin'de Start Aldı. devamı
MARDİN 13.11.2010 14:10
Mardin Belediyesi Bayrama Hazır
Mardin Belediyesi Vatandaşların Rahat ve Huzur İçinde Bir Bayram Geçirebilmeleri İçin Tüm Hazırlıklarını Şimdiden Tamamladı. devamı
MARDİN 13.11.2010 13:28
Mezepotomya Rallisi Mardin'de Başladı
Bu Yıl 3.'sü Düzenlenen Mezepotomya Rallisi Mardin'de Başladı devamı
MARDİN 13.11.2010 13:02
"Önder Sav ile Görüşmedim"
Deniz Baykal, Eski Genel Sekreter Önder Sav ile Herhangi Bir Görüşme Yapmadığını Söyledi. devamı
MARDİN 13.11.2010 12:53
Vefat Eden Eski Bakan Gülcegün için TBMM'de Tören (Fotoğraflı
Vefat Eden Eski Devlet Bakanı Mehmet Gülcegün (63) İçin TBMM'de Tören Düzenlendi devamı
3 dakikada tüylerinizden kurtulabilirsiniz
MARDİN 13.11.2010 12:09
Her 100 Gençten 34'ü Atıl Durumda
Ankara Ticaret Odası Tarafından Hazırlanan Rapora Göre, Türkiye'de 11 Milyon 547 Bin Çalışma Çağındaki Genç Nüfustan 3 Milyon 904 Bini Ne Üretimde, Ne de Eğitimde Yer Alıyor. devamı
| | |
|
sanlıurfa kalesi
tarih tarih 16.11.2010, 09:33 (UTC) | | sanlıurfa kalesı Hakkında Bilgiler: Şanlıurfa il merkezinin güneybatısında, Halil’ür Rahman ve Ayn-ı Zeliha göllerine hâkim Damlacık Dağı üzerinde bulunan kalenin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Abbasilerin yöreye hâkim olduğu 814 yılında şehir surlarını yenilerken kaleyi de yaptıkları sanılmaktadır. Bizans tarihçisi Prokopios MS.VI.yüzyılda Edessa’nın (Urfa) surlarından söz ederken kaleye değinmemiştir. Tarihi kaynaklarda kalenin ismi ilk kez XI.yüzyılda geçmektedir. Buna dayanılarak da kalenin Abbasiler döneminde VI.-XI.yüzyıllar arasında yapıldığı sanılmaktadır.
Kale içerisinde bulunan onarım kitabelerine dayanılarak kalenin eski bir tarihi olduğu da anlaşılmaktadır. Kalenin doğu duvarı üzerindeki bir kitabede Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan tarafından 1462 yılında onarıldığı yazılıdır. Bunun yanındaki bir başka kitabede ise 1540 tarihi yazılıdır. Ayrıca kalenin güney cephesinin kuzeyindeki büyük bir kitabenin büyük bir bölümü tahrip olmuştur. Bu kitabenin okunabilinen kısımlarında Memlûklu Sultanlarından Nasr Muhammed (1309-1340) ve Ebu’l Nasr Hasan tarafından (1347-1351/ 1354-1361) yıllarında onarıldığı anlaşılmaktadır. Bu kitabelerden kalenin Memlûklular ve Karakoyunlular zamanında onarılarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca kale Bizanslılar, Urfa Haçlı Kontluğu, Selçuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular ve Osmanlılar zamanında da onarılmış ve kullanılmıştır.
Kalenin Urfa’ya (Edessa) hâkim bir tepe üzerinde oluşunun yanı sıra, doğu, batı ve güney tarafı kayalardan oluşmuş doğal korunaklıdır. Özellikle kuzey yönü çok dik ve sarp kayalıktır. Kalenin çevresine de kayalara oyularak derin hendekler yapılmıştır.
Urfa Kalesi doğu-batı yönünde oldukça muntazam kesme taşlardan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Kale çevresi yaklaşık 800 m. uzunluğundadır ve 25 adet burçla takviye edilmiştir. Urfalı Şair Nâbi h.1089 (1678) tarihinde yapmış olduğu Hac yolculuğunu anlatan Tuhfet-ül Harameyn isimli eserinde bu kaleden söz etmiştir:
” Ulu Felek Dağı'nın tepesi üzerinde baş yükseltmiş olan yüksek kale, feleği kıskandıracak kadar yükseklikte, kafir ve sapık mühendisler tarafından yapılmıştır. Üzerinde hile, aldatıcılık okulunun öğretmeni İblis-üzerine lanet olsun- kalıp dökerek yaptığı iki kıta yontulmuş taş¬tan tertip edilmiş minare görünüşlü mancınık var¬dır.”
Bu kaleden Evliya Çelebi de söz etmiştir:
“Kalenin batıya açılan gayet sağlam ve kuvvetli bir demir kapısı vardır. Burada 200 ka¬dar ev vardır ki, Dizdarağa bu evlerde oturur. 200 kadar neferi, cephanesi, buğday ambarı ve sarnıç¬ları vardır. Kale kapısının iç kısmında minareli ve küçük bir mescidi vardır. Mel'un Nemrud'un Hz. İbrahim'i ateşe attırdığı mancınık, bu kalenin içinde durur iki tane sütundur.”
Evliya Çelebi’nin de belirttiği kale içerisindeki ev, ambar ve sarnıçlar ile mescit günümüze gelememiştir. Yalnızca ayakta olan iki sütun halk arasında Mancınık olarak isimlendirilmektedir. Bu sütunları Osroen Krallaeından Eftuha yaptırmıştır. Sütunlar 17.25 m. yüksekliğinde, 4.60 m. çapındadır. Birisi üzerindeki yazıtta da “Ben, Eftuha’yım. Güneşin oğluyum. Bu sütun ile heykeli Mano’nun kızı Şelmet için yaptırdım” yazılıdır. Bu sütunlar ile ilgili halk arasında yaygın bir de inanış vardır. Bu inanışa göre;
Hz. İbrahim Urfa’da hüküm süren ve çeşitli putlara tapan Nemrud kavmini bundan vazgeçirerek Hak yoluna getirmek için vazifelendirildiğini söylemiştir. Bir gün putların korunduğu yere girmiş, eline aldığı bir balta ile biri dışında hepsini parçalamıştır. Daha sonra da baltayı kalan putun yanına bırakıp gitmiştir. Halk putların Hz. İbrahim tarafından kırıldığını anlayınca Onu yakalayarak hesap sormuştur. Hz. İbrahim ise sağlam olan putun diğerlerini kırdığını söylemiştir. Hz. İbrahim’in bu yanıtı üzerine Ona o putun böyle bir şey yapamayacağı söylenmiştir. Hz. İbrahim buna cevap olarak:
“Sizlere çok yazık. Hiçbir faydası olmayan şeylere tapıyorsunuz. Bunlardan vazgeçerek bütün kalbinizle Allah’a inanın” demiştir.
Bu olayı duyan Nemrud çok kızmış ve Hz. İbrahim’in yakalanarak yakılmasını emretmiştir. Günümüzde Ayn-ı Zeliha denilen havuzun bulunduğu yerde büyük bir ateş yakılmış, ateşin sıcaklığından kimse yanına yaklaşamamıştır. Böylece bugün ayakta olan kaledeki sütunlardan mancınık olarak yararlanılmış ve buradan Hz. İbrahim ateşe fırlatılmıştır. Bu sırada bir mucize gerçekleşmiş. Yerden su fışkırarak Ayn-ı Zeliha meydana gelmiş, odun parçaları da birer balığa dönüşmüştür.
Kaleyi çevreleyen surlar XX.yüzyılın başlarına kadar iyi bir durumda gelebilmiş, bundan sonraki dönemlerde kısmen yıkılmıştır. Bugün Urfa şehir surlarından demir bir kapı ile Dış Kale’ye geçilirdi. Dış Kale’nin Bey Kapısı, Samsat Kapısı, Harran Kapısı isimli üç kapısı bulunuyordu. Bunların yanı sıra kalede Su Kapısı, Sakıpîn Kapısı, Saray Kapısı isimli üç kapı daha bulunuyordu. İç Kale ile Dış Kale arasına da saray ve bahçeli evler yapılmıştı. Kaynaklardan öğrenildiğine göre bu saraylar Tayyar Mehmet Paşa Sarayı, Molla Sarayı ve Gezer Paşa Sarayı idi. Bu saraylar ahşap olduklarından günümüze hiçbir kalıntısı gelememiştir. Bazı kaynaklara göre de bu saraylar yanmıştır.
Kalenin kuzeydoğu köşesindeki burcun üzerinde, şehre bakan köşesinde iki adet yüksek kabartma aslan figürü bulunmaktadır. Taş işçiliği yönünden oldukça kaba işlenen bu figürlerin XIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Kale kapısının doğuya bakan cephesindeki kemerin iki yanında da iki hayvan figürünün bulunduğu eski fotoğraflardan anlaşılmaktadır. Bu figürlerin benzerliğinden ötürü Memluklu döneminde, XIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
Kalenin Ayn-ı Zeliha kaynağı ile gizli bir tüneli olduğu yakın tarihlerde ortaya çıkarılmış ve bu tünel temizlenerek açılmıştır. Bunun yanı sıra Mevlâna El Hac Abdurrahman Efendi Bin Mustafa Çelebi’nin vakfiyesinden öğrenildiğine göre Hüseyin Paşa kale içerisine su kuyusu yaptırmıştır.
Kalenin güneydeki hendeğinin batı kesiminde dik ve yüksek kaya üzerine asma bir köprü yapıldığı bazı izlerden anlaşılmaktadır. Yakın tarihlerde Şanlıurfa Valiliği’nin ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü’nün kalede yaptığı çalışmalarda hendekler temizlenmiş ve bir değirmene ait bazalt öğütme taşları ortaya çıkarılmıştır. | | |
|
mardin tarıhı
tarıh tarih 16.11.2010, 09:31 (UTC) | |
mardin kalesi...........
Mardin Kalesi : Mardin Kalesinin diğer bir ismi "Kartal Yuvası"dır. Şehrin büyük bir kısmının dayanmış olduğu zinin üst kafesine kurulmuş müstahkem bir mevkidir.
Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerini, kimi zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını yaşamış çok önemli bir kaledir.
MS.330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin kalesinde kalır. Rahatsız olan kral, kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca, kendisine bir kasır yaptırıp, 12 yıl burada yaşar. Daha sonra kendi memleketi Pers ve Babil'den birçok asker ve sivil getirip, onları Mardin’e yerleştirir. Getirilen halkın vasıtasıyla MS.442 yılına kadar birçok ilerlemeler görülür. M5.442'da veba salgınından dolayı kaledekilerden sağ kalan olmadı. MS. 542'e kadar Mardin Kalesi boş kaldı.
M.S.975-976'da Hamdaniler'den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham binlerce yıldır hakim bir konumda bulunan bu doğal kaleyi bir takım eklemelerle, daha korunaklı bir hale getirmiştir.
Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadardır. Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuştur. Meyilin fazla olduğu insanın çıkıp inmesi ihtimali bulunan yerlerinde, bundan istifade edilerek sur inşa edilmiştir. Kalenin güney kesiminde bir kule hala ayaktadır. Kalede daha önceleri mesken olarak kullanılmaya yarayan kalıntılar gözlenmektedir. Evliya Çelebi her zamanki anlatım özelliğiyle kale ambarlarının çok miktarda erzak,cephane ile dolu olduğunu yazmıştır.
l9.yüzyılın ilk yarısında mevcut olan surların, bugün bazı yerlerde yalnız temellerine rastlanmaktadır. Bir çok kez kuşatılan kale, Timur'u bile çileden çıkaran direnişini, bünyesinde barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki bolluk ile sağlamıştır. Dimdik ayakta iken şehrin altı kapısı mevcuttu. Bunlar; İlin batısında Diyarbakır Kapı, Doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, Kuzeybatıda Bab-ı Hamara, Güneybatıda, Bab-ı Zeytun, Güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı) dir.
Bu kapıların sağlamlığı kalenin uzun yıllar zapt edilemeyişine önemli bir etkendir. Kartal Kalesinin şöhreti o kadar yaygındır ki, pek çok şaire ilham kaynağı olmuştur.
Kalenin yaşadıklarına şahit olan Mezopotamya’ya medeniyetin ve tekniğin sihirli değneği deyince bu zümrüt ovayı bugün nura boğmuştur. Geceleri güney yönünden muhteşem Kartal Kalesine bakan biri, dağın eteklerinde parıldayan binlerce ışığı göğün yıldızları sanır.
Kız Kalesi : ( Kal'at ül al Mara-Lorna-Jurekm) Merkeze bağlıdır. İlin 5 km. doğusunda yayı andıran üç kaleden biridir. Tarihte çok önemli bir koruyuculuk görevi üstlenmiştir. Kalede, kral kızına ait taştan yapılmış bir taht, su sarnıçları, kuyular, mağaralar ve kalıntılar mevcuttur.
Kal'at ül Mara'da modern anlamda havacılık sporunu geliştirmek ve turizmi canlandırmak amacı ile teleferik projesinin uygulamaya konulması düşünülmektedir.
Erdemeşt Kalesi : Bülbül Köyü ile Arur Kalesi arasında kalan tepe üzerindeki kaledir.
Anır Kalesi : Mardin'e 5 km uzaklıkta, Deyrulzafaran Manastırının arkasında bulunan tepenin üzerinde çok eski geçmişe sahip kaledir.
Dara Kalesi: ( Daras Anastasiupolis) Merkeze bağlı kale, Mardin şehrinin 30 km. doğusunda, meşhur Dara Harabeleri içinde yığma bir tepe üzerinde yükselir. Burası Yukarı Mezopotamya Bölgesinin en ünlü tarihi şehri iken bugün bir köy görünümündedir. Oysa ki, tiyatro sahneleri, su sarnıçları, su değirmeni, barajı, mahsara, köprü, 40 m. derinliğinde yer altındaki zindanı ve üniversitesiyle çok önemli bir medeniyet katmanı olarak tarihte parlak bir dönem yaşamıştır.
Kaleyi meşhur İran hükümdarı Dara Yuvaniş yaptırmıştır. Miladın ilk yıllarına kadar İranlılar'la Romalılar arasında el değiştirmiş kale günümüze kadar özeliğini korumuştur.
Rabbat Kalesi : Derik ilçesinin 15 km. batısında, Hisaraltı Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Binlerce yıllık bir tarihe sahiptir. Artuklu döneminde onarımdan geçmiş ve bir takım eklemelere maruz kalmıştır. 15 burcu, 4 köşesinde 4 gözetleme kulesi mevcuttur. Burçların yüksekliği 15 metredir. Kalenin doğuda ve batıda iki kapısı bulunmaktadır. Yeraltında inşa edilen barınaklar üzeri toprak yığılı bir şekilde zamanında önemli bir görev yüklenmiştir. Yeraltında saray kalıntıları, erzak ambarları ...
Dermetinan Kalesi : Kale, Mazıdağı ilçesinin 20 km. kuzeybatısında ve Gümüşyuva Köyü sınırları içindedir. Mardin'den sonra Diyarbakır'ın fethine karar veren Timur, Mezopotamya'ya Karadağ istikametinden açılan boğaza hakim olma, Mardin ve Diyarbakır'ın birbirine yardım yollarını kapatma, her iki tarafın geçidini emniyet altına almak amacıyla arazi üzerinde keşifler yaptırmış ve ilk iş olarak kendisine geçit vermeyen Dermetinan Kalesinin fethini emretmiştir. Kalenin fethi beklendiği gibi kolay olmamıştır. l50 m. yüksekliğinde bir tepenin üst düzlüğüne inşa edilen kale Timur'u uzun zaman uğraştırmıştır.
Dermetinan Kalesinde dikkati çeken bir başka özellik Bizans döneminden kalma, kapısında iki mühür bulunan mermer bir mezarlıktır. Burada duvar kabartmalarının orijinal yapısı oldukça önemlidir. Kale, Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır. Sekiz burç ve gözetleme kuleleri, kuzeye açılan tek kapı ve içerdeki su sarnıçları...
Zarzavan Kalesi : Sammachisacane (Mardin-Diyarbakır karayolu üzerinde) İpek yolunun en güzel köşelerinden birinde 50 m. yükseklikteki bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Yapılış amacı tamamıyla kervan ticaretiyle uğraşanların güvenliği içindir. Timur'un Mardin'i zaptetme girişimleri sırasında bu kale ele geçirilmiş, karşı koyanlar öldürülmüş ve ardında bir harabe bırakılarak çekilip gidilmiştir.
Savur Kalesi(Sauras) : Kale, Savur ilçesinin sırtını dayadığı yüksek bir tepenin üst düzlüğüne tek beden halinde kurulmuştur. Romalılar tarafından zamanın stratejik kaideleri göz önünde bulundurularak inşa edilmiştir. Romalılarla Araplar arasındaki büyük çekişmelere sahne olan Savur Kalesi devamlı surette el değiştirmiş ve uzun zaman merkezi bir kale olarak kalmıştır.
Kale, İpek yolunun can damarı konumundaki hakim bir mevkide tüm esrarengizliğiyle durmaktadır.
Aznavur Kalesi : Kale, Nusaybin ilçesinin 14 km. kuzeydoğusundadır. Aznavur Kalesi geniş bir vadinin üzerinde iki penin zirvesindedir.
Kale H.360-M.970'de Hamdan Bin A1 Hasan, Hasır Al-davla Bin Abdullah Bin Hamdan taraf inşa edilmiştir. Doğudan batıya 400 m. uzunluğunda genişliği 30-60 m. arasında değişmektedir. Kalenin inşa edilmiş olduğu düzlüğün zemini doğuda 800, batıda 300 m. yüksekliktedir. Kale 14 burç, iki gözetleme kulesiyle tahkim edilmiştir. Güneye açılan tek kapısı doruğa kale meydanına gider, burada kale bedeyinin mekanı görülmeye değer bir özelik teşkil etmektedir. Güneyde Suriye Ovasına hakim bulunan kulesi hala ayaktadır.
Rahabdium-Hafemtay Kalesi : Kale Nusaybin ilçesinin 20 km. kuzeydoğusunda. Suriye hududuna yakın bir tepe üzerinde Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Tepenin doğusunda bulunan vadiden Nusaybin-Midyat kervan yolu geçmekteydi. Romalıların Suriye'den gelecek tehlikeler için ileri karakolu görevi yapan Hafemtay Kalesi, uzun zaman Araplarla, Romalılar arasında çekişme konusu olmuştur. Bu nedenle de adı tarihte pek kanlı geçmektedir.
Kale gerek Nusaybin Ovasına ve gerekse kervan yolunun geçtiği vadiye, Suriye Ovasına tamamıyla hakim bir durumdadır. Güneyden kuzeye doğru uzanan kalenin 14 burcu, iki gözetleme kulesi mevcut olup uzunluğu 1500 metreyi bulan surlarının yüksekliği 10, burçlar ile gözetleme kulesinin 20 metre kadardır.
Kaleye giriş güneyden tek noktadan yapılır. Kale meydanında su sarnıçları, erzak ambarları bazı bina kalıntıları ile yer altı mahzenleri görünmektedir.
Merdis-Marin Kalesi : Kale Nusaybin ilçesinin 15 km. kuzeydoğusundadır, Marin kalesi, eski Merdis şehrinin üzerinde yüksek bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Çevre genişliği 1500 metredir.12 kule ve burcu vardır. Güneye açılan kapısı eskiden bir demir kapı ile korunurmuş.
Kalenin doğusunda Merdis Kralının şatosu bulunmakta, şatonun altında kayalara oyulmuş, derinliği 5, uzunluğu 18, genişliği 5 metre olan bir mahzen, bunun yanında da suyu eksilmeyen bir sarnıç vardır.
Kalenin kimler tarafından yaptırıldığına dair bir kayıt olmamasına rağmen, inşa tarzından bir Bizans eseri olduğu ve tarihte bir çok kez onarıldığı anlaşılmaktadır. Kalenin burç ve surları günümüze kadar özeliğini muhafaza etmiştir.
Haytam Kalesi : (Turabdin-Dimitriyus) Günyurdu-Dibek Köyleri arasındadır. Servis yolunun 500 m doğusunda 1254 rakımlı Bagok(İzlo) dağının doğusunda yer alır. MS:351 yılında Roma İmparatoru Büyük Konstantin oğlu Kustus tarafından inşa edildi. Kaleye bağlı Basibrin Köyü vardır. Kale çok el değiştirmiş olup, M5.1462'de Uzun Hasan Begin hizmetçisi olan Kör Halil isminde bir Türk Amiri tarafından işgal edildi. Bugün yıkıntılar görünümündedir. Deyrulumur Manastırı yakınındadır.
El Nıhman Kalesi : Bülbül Köyünde bulunan kaledir. Kalede 3 katlı Hapis mevcuttur.
| | |
|
|
özel albüm kapakları no:47
|
 |
1 kalk gıdelım
hıc durmadan daglara dogru
alalım elımıze kalem sandıgımız oldurucu sılahı
ve
bırakalım kendımızı sevdalar arasına... |
 |
2 bır umut ıste beklemek
sana sen bılmeden SENI SEVIYORUM demek
hayal olan dusuncelere gıtmek
bır umut ıste dunyayı dınlemek... |
 |
3 hey sevgılı
kım var sımdı kollarında
amansız bırımı yoksa
benım gıbı senı seven bırımı
hıc umrumda degılsın ama unutmakı
kımse benım kadar sevmedı senı.... |
 |
ozgurluk bır amactır
ozgurlugunu ısteyen bırı savasmayıda bılecek kısıdır
eger savasmayı bılmıyorsa savastırmayı bılecektır
onuda beceremıyorsa
ozgur degıl demektır... |
|